Gayrimüslim Birkaç Meşhurun
Peygamberimiz (s.a.v) Hakkında Sözleri
“Allah’ın varlığını ve birliğini,
Mûsâ kendi milletine, Îsâ Romalılara, fakat Muhammed bütün eski dünyâya
bildirdi. Arabistan tamamiyle putperest olmuştu. Îsâ’dan altı asır sonra
Muhammed (s.a.v.)kendisinden evvel gelmiş olan İbrâhîm, İsmâil, Mûsâ ve Îsâ’nın
Allah’ını Araplara tanıttı. Arapların yanına sokulan aryenler, hakîkî Îsâ
dînini bozarak onlara Allah, Allah’ın oğlu, Rûhulkudüs gibi, kimsenin anlayamayacağı
doğmaları yapmaya çalışıyor, şarkın sulh ve huzurunu tamamen bozuyorlardı.
Muhammed (s.a.v.) onlara doğru yolu gösterdi. Araplara yalnız bir tek Allah
olduğunu, O’nun ne babası ne de oğlu bulunmadığını, böyle birkaç Allah’a tapmanın
puta tapmaktan kalan saçma bir âdet olduğunu anlattı.” Napoleon Bonaparte
“ İslâm dîni yalancı bir din değildir.
Hintlilerin bu dîni saygı ile incelemelerini isterim. Onlar da İslâ-miyet’i benim
gibi seveceklerdir. Ben, İslâm dininin Peygamberinin ve O’nun yakınında
bulunanların nasıl hayat sürdüklerini bildiren kitapları okudum. Bunlar beni o
kadar ilgilendirdi ki, kitaplar bittiği zaman bunlardan daha fazla olmamasına
üzüldüm. Ben şu kanaate vardım ki, İslâmiyet’in çok süratle yayılması, kılıç
yüzünden olmamıştır. Aksine her şeyden evvel sadeliği, mantıkî olması ve
peygamberinin büyük tevazuu, (alçak gönüllülüğü) sözünü dâima tutması, yakınlarına
ve müslüman olan herkese karşı sonsuz bağlığı yüzünden İslâm dîni birçok
insanlar tarafından seve seve kabul edilmiştir.” Mahatma Ghandi
“Hazret-i Muhammed aleyhisselâm
gelmeden evvel Arapların bulundukları yerlere kocaman bir ateş parçası sıçramış
olsaydı kuru kum üzerinde kaybolup gidecek ve hiç iz bırakmayacaktı. Fakat Hazret-i
Muhammed aleyhisselâm gelince bu kuru kum dolu çöl, sanki bir barut fıçısına
döndü. Delhi’den Granada’ya kadar bütün yerler birdenbire semâya yükselen
alevler hâline geldi. Bu büyük zât sanki bir şimşekti. O’nun etrafındaki bütün
insanlar, O’ndan ateş alan parlayıcı maddeler hâline dönüştüler.” Prof. Carlyle
“Hazret-i Muhammed bir yalancı
peygamber miydi? O’nun eserlerini ve târihini inceledikten sonra
bunu düşünemeyiz. Çünkü yalancı peygamberlik
iki yüzlülüktür. İki yüzlülükte inandırma kuvveti yoktur; yalanda da doğruluğun
kudreti bulunmaz. Mekanikte bir cisim atıldığı zaman onun varabileceği yer, fırlatma
gücü ile orantılıdır. Bir manevî ilhamın gücü de onun meydana getirdiği eser
ile orantılıdır. Bu kadar çok şey taşıyan, bu kadar uzaklara kadar yayılan ve
bu kadar uzun zaman aynı kudrette devam eden bir “Fikir” (Yani İslâmiyet) yalan
olamaz. Bunun çok samimi ve çok inandırıcı olması gerekir. O’nun hayatı, uğraşmaları,
memleketininin hurafelerine ve putlarına kahramanca saldırıp onları parçalaması,
puta tapan çoğunluğun hiddetlerine karşı koymak atakl ığı, kendine saldırdıkları
hâlde, 13 sene Mekke’de buna dayanması, hemşehrileri arasında türlü hâdiseler
çıkartmak ve kendini adetâ kurban yerine koymak gibi hâllere tahammül etmesi, Medine’ye
hicreti, durmadan yaptığı teşvikler ve verdiği vaazlar, çok üstün düşman
kuvvetleriyle yaptığı savaşlar, kazanacağına olan itimadı, en büyük felâket
zamanında bile duyduğu insan üstü güvence, zaferde bile gösterdiği sabır ve
tevekkül, sözlerini kabul ettirme hırsı, sonsuz ibâdeti, Allah’la mukaddes konuşmaları
, ölümü, ölümünden sonra da devam eden şan ve şerefi, zaferleri O’nun hiçbir
zaman bir yalancı peygamber olmad ığını, tam aksine büyük bir imâna sahip
bulunduğunu gösterir.” Lamartine
Bu Konuya Hiç Yorum Yapılmamış; "Gayrimüslim Birkaç Meşhurun Peygamberimiz (s.a.v) Hakkında Sözleri"
Bu Konuya Yorum Yapın