Son Konular

  • İhtiyar Çalgıcı (Mesnevi)

    Etiketler: , , , 0 yorum

    ihtiyar calgici, mesnevi
    Hz.  Ömer  zamanında  bir  çalgıcı  çok  güzel  çeng  çalardı. Bülbüller onu dinlerken kendinden geçerdi. Çalgısından çıkan nağmeler,  dinleyenleri bazan neşelendirir, bazan da insanın aklını başından alır, ruhunu kanatlandırır, hayal âlemlerinde gezdirirdi.
    Zaman geçti, yaş ilerledi, çalgıcı ihtiyarladı. Güzelim sesi çirkinleştiği için itibardan düştü. Artık bir şey kazanamaz duruma gelmiş, bir dilim ekmeğe muhtaç olmuştu. Bir gün, içi yanarak Cenâb-ı Hakk'a niyazda bulundu. Rabbine,
    ''Allahım, sen bana uzun bir ömür, birçok fırsat verdin. Benim gibi  değersiz kulundan ihsanını eksik etmedin. Yetmiş yıl, çeşitli  günahlar işleyerek sana isyan ettim. Bir gün olsun rızkımı kesmedin. Artık kazancım yok. Bugün senin misafirinim.  Sana konuk oluyorum. Çalgımı da senin için çalacağım'' dedi.
    Çengini  alarak mezarlığa gitti. Medine mezarlığında bir hayli ağlayarak çeng çaldı. Sonra da çengini yastık yapıp uyudu. O sırada, Halife Ömer'e de bir uyku hali geldi. Kendini  uykudan alamadı. Âdeti olmadığı halde, o saatte uykuya daldı. Rüyasında bir ses ona, ''Ey Ömer, kulumuzu ihtiyaçtan kurtar. Mezarlıkta  has bir kulumuz var. Beytülmâlden 700 dinar al,  götür  o  kulumuza  ver.  Ona  de  ki: Şimdilik  ihtiyaçlarını bununla karşıla. Paran bittiğinde tekrar gel.'' Hz.  Ömer rüyasında duyduğu sesin heybetiyle uyandı. Hemen hazırlığını  yapıp  mezarlığın  yolunu  tuttu.  Mezarlığın çevresinde  döndü dolaştı. Birkaç tur attı. Çalgıcı ihtiyardan başka  kimseyi  göremedi.  Rüyasında  bildirilen  has  kulun, ihtiyar  çalgıcı olabileceğine ihtimal vermiyordu.
    Mezarlığı yeniden  dolaştı.  Aradı,  taradı,  başka  bir  kimseye  rastlayamadı. Kendi kendine, ''İhtiyar çalgıcı nasıl olur da bana  bildirilen tertemiz, hizmete lâyık bir kul olur?'' diye düşündü. Çölde  avını arayan  aslan  gibi  mezarlığın  içini, dışını etrafını bir daha dolaştı. İhtiyar çalgıcıdan başka etrafta kimse bulunmadığına kanaat getirdi. Karanlık içinde nice nurlu gönüller vardır diyerek, ihtiyar çalgıcının yanına gitti. Saygıyla oturdu. Aksırarak geldiğini haber verdi. İhtiyar çalgıcı sıçrayarak uyandı. Karşısında emîrü'l-müminîn Hz. Ömer'i görünce şaşırdı ve korkudan titremeye başladı. Beti  benzi attı. Oradan uzaklaşmak istedi ama yapamadı. İçinden, ''Yâ rabbi! Sen yardım et'' dedi. Hz. Ömer, ''Benden korkma. Sana,  Hak  Teâlâ'dan  müjde  getirdim.  Selâm  edip,  hatırını soruyor.  İhtiyaçların için bu parayı gönderdi. Bunları harca, bittiğinde bana gel'' dedi. Çalgıcı ihtiyar bunları duyunca utancından titreyip ağlamaya başladı. Bir hayli ağladıktan sonra, ''Rabbimle arama perde oldun''  diyerek  çengisini  parçaladı. Ağlayıp, sızlayarak Rabbine şöyle yalvardı:
    ''Ey  Allahım! İsyanla geçen ömrüme acı. Bir günümün bile kıymetini  bilemedim.  Ömrümü  boş  yere harcadım.  Nefesimi şarkılar söyleyerek tükettim. Dünyadan ayrılacağımı unuttum.  Yazıklar  olsun bana.  Gün  bitti  akşam  oldu.  Allahım! Verdiklerine  razı  olmayan  nefsimi,  sana şikâyet  ve  bütün yaptıklarıma da tövbe ediyorum.'

    Bu Konuya Hiç Yorum Yapılmamış; "İhtiyar Çalgıcı (Mesnevi)"

    Bu Konuya Yorum Yapın