Son Konular

  • Mesnevi'den İnciler

    Etiketler: , , , 0 yorum

    • Bir adamın ayağına diken batınca ayağını dizi üstüne kor. İğne ucu ile diken başını arar durur, bulamazsa orasını dudağı ile ıslatır. Ayağa batan dikeni bulmak bu derece müşkül olursa, yüreğe batan diken nicedir? Cevabını sen ver! Her çer çöp gönül dikenini göreydi gamlar, kederler; herkese el uzatabilir miydi?
    • Peygamber demiştir ki: Her kim sırrını saklar ise çabucak muradına erişir. Tohum toprak içinde gizlenince, onun gizlenmesi, bahçenin yeşillenmesi ile neticelenir. Altın ve gümüş gizli olmasalardı,  madende nasıl musaffa olurlar, nasıl altın ve gümüş haline gelirlerdi?
    • Şu halde kibir elbisesini bedeninden çıkar. Bir şey belleyip öğrenme hususunda aşağılık bir elbiseye bürün. Bilgi sahibi olmanın yolu sözledir. Sanat
      öğrenmenin yolu işle. Yokluk istiyorsan o, konuşup görüşmeyle kaimdir. Bu hususta ne dilin işe yarar, ne elin. Can, yokluk bilgisini bir candan beller. Bu bilgi, ne defterden bellenir, ne dilden!  
    • Üzülme! Dert etme can! Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan Ne mutlu sana! Elinde olmayanları söyleme bana. Elinde olanlardan bahset can! Üzülme! Geceler hep kimsesiz mi geçecek? Gidenler dönmeyecek mi? Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta Gel Git’lerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin? “Hüzün olgunlaştırır” , “Kaybetmek sabrı öğretir” 
    • Bu atalar sözü, alemde söylenir durur: Şeytanın canı azapta gerek. Çünkü bilgisiz kişi, hocadan utanır, kalkar, gidip yeni bir dükkan açar. Ustana danışmadan açtığın o dükkan, bil ki kokmuş bir dükkandır, akreplerle, yılanlarla doludur a sûretten ibaret adam! Çabuk yık bu dükkanı da yeşilliğe, gül fidanlarının, içilecek suların bulunduğu yere dön!
    • Su kabı, ey akıllı adam, sakanın elindedir. Öyle olmasa kendi kendine nasıl dolar, boşalır? Sen de her an dolmada, boşalmadasın. Bil ki, onun sanat elindesin. Gözündeki bağ, kalktı mı sanatın, sanatkârın elinde halden hale girmekte olduğunu anlarsın. Gözün varsa kendi gözünle bir bak. Hiçbir şeyden haberi olmayan bir ahmağın gözüyle bakma. Kulağın varsa kendi kulağınla dinle, duy. Neden sersemlerin kulağına kapılıyorsun? Taklide uymaksızın bakmayı âdet edin, kendi aklını koru, onu düşün sen.
    • Düşünceleri, gökyüzünün yıldızları say. Fakat bunlar, başka bir gökyüzünde dönmedeler. Kutluluk gördün mü şükret, ihsanda bulun. Kötülük gördün mü sadaka ver, yargılanma dile, çark vur! Ayın nurlarıyla ruhu parlat. Çünkü tutulma yerine geldi, zararlar gördü can simsiyah oldu. Onu hayalden, vehimden, zandan kurtarır. Yine kuyudan çıkar, cefa ipinden halâs et. Bu sûretle de bir gönül, senin güzel gönül alışınla kanatlansın, uçsun, şu balçıktan kurtulsun!
    • Bu dünya pazarında sermaye altındır; orada da aşk ve ıslak iki göz. Kim eli boş pazara giderse ömrü geçer, tamamıyla ham ve eli boş olarak geri döner. Kardeş neredeydin? Hiçbir yerde! Ne pişirdin? Hiçbir şey! Müşteri ol da elim oynasın, gebe olan madenimden la’l doğsun. Fakat, müşteri, gevşek ve soğuk bile olsa yine sen onu çağır. Çünkü böyle emredilmiştir Doğan kuşunu uçur, ruh güvercinini tut. Davet yolunda Nuh’un yolunda yürü.
      Allah için hizmette bulun. Halkın kabul etmesiyle, reddetmesiyle ne işin var senin?
    • Şu halde bil ki çektiğin zahmet, yaptığın bir suçun sonucudur. Sana inen bu tokat bir şehvetin sebebidir. İbret almaz, o suçu bilmezsen bile hiç olmazsa derhal ağlamaya, sızlamaya koyul, yarlıganma dile! Secde et, yüzlerce defa “Ya Rabbi” de, ‘bu gam, yaptığım suçun karşılığıdır, ancak! Ey Rabbim, sen zulümden, sitemden temizsin. Nasıl olur da suçsuz olarak insana bir ders, bir gam verirsin. Ben suçu belli beyan bilmiyorum, fakat bu derde sebep de mutlaka bir suçtur. Sebebi örttüğün gibi o suçu da ört.”
    • Tut ki bütün doğuyu, batıyı zaptettin, her tarafın saltanatına sahip oldun. Mâdem ki bu saltanat, kalmayacak, sen onu bir şimşek farzet; çaktı, söndü. Gönül, ebedi olmayan mülkü, bir rüya bil! Cellat gibi boğazına yapışan debdebeyi, şan ve şöhreti ne yapacaksın ki? Bil ki bu alemde de bir emniyet bucağı vardır. Yalnız münafığın sözünü az duy; çünkü o söz, zaten söz değildir.

    Bu Konuya Hiç Yorum Yapılmamış; "Mesnevi'den İnciler"

    Bu Konuya Yorum Yapın